Sanallaştırma özellikle veri yedekleme ve sunucu tarafında kendisini gösteren bir teknoloji olarak, mevcut donanım kaynaklarını en verimli şekilde kullanmayı hedefleyerek, öncelikle yönetim, bakım ve dolayısıyla maliyet konularını adresleyerek kendisine pazarda yer açmaya çalışıyor. Başka bir deyişle donanım olarak sunucu sayısını azaltmak, donanım maliyetlerinden bu anlamda tasarruf etmek ve işlem gücünü en üst düzeyde kullanabilmek için, sanallaştırma, şimdi bir reçete olarak endüstri tarafından şiddetle öneriliyor.
Ancak kuşkusuz bu teknoloji, şimdilik, iki üç sunucusu olan Kobi’lerden ziyade gerçek verimini ve tasarrufunu, onlarca sunucuyu yönetmek zorunda olan büyük bilgi işlem departmanlarında göstermeye aday gibi.
Konuyu çok iyi takip edemeyenler için sanallaştırma teknolojisi hakkında genel düzeyde bir tanım yapmakta yarar var. Çünkü sanallaştırma teknolojileri sadece sunucular için değil, ağyapıları (network), veri saklama ve yedekleme ve hatta istemcilerde kullanılan çeşitli yazılım platformlarının genel adı.
Belki bu bağlamda çok basit bir akıl yürütme için Java Sanal Makine’yi (JVM-Java Virtual Machine) anımsamak yerinde olur. Java’da hedef, ağ üzerinden herhangi bir makineye yüklenen JVM ile işletim sistemi gözetmeden Java tabanlı bir yazılımı çalıştırmaktı. Java hızla gelişti ve bu anlamda çeşitli performans sorunlarına rağmen başarılı oldu.
Bugüne kadar sunucuların genelde üzerlerinde tek bir işletim sistemi (OS) üzerinden uygulamaları kullandırdıklarını söyleyebiliriz. Tabii ki, donanım teknolojisi bu arada çok gelişti; işlemci, bellek ve I/O teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte birçok üst seviye sunucularda birden fazla işletim sistemi çalıştırmak mümkün hale geldi ve kümeleme (clustering) gibi olanaklarla uygulamaları sunucular arasında dağıtmak mümkün oldu ama bugün sanallaştırma teknolojileri, bu gelişmeyi, daha da ileri taşımak gibi bir hedefe kilitlenmiş durumda. Şimdi cihaz sürücüleri bazında sistem kaynaklarını yönetebilen bu sanal işletim yazılımlar, aynı makinede birden fazla sanal işletim sistemini çalıştırıyor ve uygulamaların tüm kaynaklardan optimum düzeyde yararlanmasını hedefliyor.
Üstelik en üst seviye (blade) sunucuların maliyetleri düşünüldüğünde, sanallaştırmanın sıradan sunucu topluluklarını daha ekonomik kullanmak adına şansı biraz daha yüksek görünüyor. Örneğin, Gartner’ın yaptığı bir araştırmaya göre bir sunucu donanımı üzerine aynı anda çalışabilen sekiz sanal işletim sistemi yüklemek mümkün. Kuşkusuz açık kaynak dünyasının başını çektiği bu teknoloji, Microsoft’un da dikkatle izlemek zorunda olduğu ve sonuç olarak lisans sorunlarının da etkisiyle önlemlerini almak zorunda olduğu bir alana işaret ediyor.
Konunun çok derinlerine inmeden son günlerde yaşanan bazı gelişmelere bir göz atmakta yarar görüyorum. Öncelikle isterseniz bu yeni eğilimin aktörlerine bir göz atalım.
Bu yılın LinuxWorld buluşmasında sanallaştırma konusunda sesini yükselten firmalar arasında XenSource, VMWare, Virtual Iron ve OpenVZ öne çıkarken Microsoft da son günlerde sürpriz duyurularla onlara yalnız olmadığını anımsattı.
Xen projesi meyvelerini verdi
Önce bu işin başını çekenlere yakından bakalım. Projenin lideri Cambridge Üniversitesi’nin kıdemli öğretim üyelerinden Ian Pratt. Aynı üniversitede öğretim üyesi olan ve Intel’de araştırmacı olan Simon Crosby, projenin mimari şefi ve aynı zamanda XenSource’un CTO’su (teknolojiden sorumlu başkanı). Geçen şubat ayında XenSource, eski Veritas başkan yardımcılarından Peter Levine’i de bünyesine kattı. Intel’de finansal operasyonlardan sorumlu yönetici olarak çalışan John Bara şu an XenSource’un pazarlamadan sorumlu başkan yardımcısı. Daha önce Microsoft Windows 2000 grubunun başında çalışmış olan ve HP satın almadan önce Consera Software’ın başkanı olan Frank Artale de iş geliştirmeden sorumlu başkan yardımcısı olarak aynı firmada. Bu ekip endüstride sunucu ve işistasyonlarının üst yönetimi (hypervisor) teknolojisine odaklanarak çeşitli platformların arasında iyi bir işortaklığı modeli oluşturarak kendilerine yeni bir iş fırsatı yaratmak adına yola çıktılar. (1)
Bildiğiniz üzere XenSource, Xen adını taşıyan projesinin üçüncü sürümünü (ver. 3) geçtiğimiz günlerde duyurdu ve bu teknoloji, örneğin, Novell’ın kurumsal Linux’u, Suse Linux Enterprise Server 10 içinde yer alıyor. Ayrıca, Xen, Red Hat’ın Fedora Core 5’in bir parçası olmanın yanı sıra Red Hat Enterprise Linux 5 de bu teknolojiyi kullanıyor.
Xen 3’ün çıktığı günlerde XenSource, bu teknolojinin bir yönetim aracı ve ticari bir ürün olarak XenOptimizer’ı satışa sunacağını duyurmuştu ama yapamadı. Firma daha sonra Xen’in dağıtımı ve yönetimini sağlayacak XenEnterprise adında bir kurumsal yönetim paketini sunmaya başladı.
Sanallaştırma pazarının liderlerinden VMware, şimdi belki kendisi kadar güçlü olmasa da bir rakip ürünle karşı karşıyaydı. Gerçi 2 bin kişilik VMware ile 50-60 kişilik bir girişimci firma olan XenSource’un rekabet etmesi pek mümkün değildi ama VMware artık bu alanda artık yalnız kalmayacağının sinyallerini almaya başlamış oldu.
Virtual Iron iddialı
Örneğin, sanallaştırma teknolojilerine odaklanan Virtual Iron, geçtiğimiz günlerde duyurduğu Virtual Iron ver. 3 ile Xen teknolojisinin hypervisor yani üst düzey yönetim özelliklerini kullanacağını açıkladı. Böylece kendi ürününü, gelişmiş bir sanallaştırma ve kural tabanlı yönetim yetenekleriyle donatmaya karar veren firmanın yöneticileri, Xen teknolojisini tam anlamıyla kullanacak piyasadaki ilk kapsamlı ticari ürünü çıkartmak istediklerini ifade etti. Temmuz ayında beta sürümünü çıkması beklenen yazılım seti, 32-bit ve 64-bit ortamlarında çalışabilecek olan Xen Source Hypervisor, Virtual Iron Virtualization Services ve Virtual Iron Virtualization Manager modüllerini içerecek.
Virtual Iron'ın Virtualization Services modülü, sanal veri depolama ve sanal ağ bağlantılarını, sanal sunucu kaynak yönetimini, sunucu mantıksal bölümleme (logical partitioning) özelliğini, yüksek performanslı sürücüleri ve hot-plug CPU ile bellek desteklerini içeriyor.
Ürün üç paket halinde çıkacak; uygulama geliştirme topluluğunun ihtiyaçlarına yönelik olarak hazırlanan Open Source Virtual Iron for Xen / Community Edition’ın yanı sıra kurumları hedefleyen ama sınırlı sayıda lisansa sahip olan Virtual Iron 3 for Xen / Professional ve ek lisanslarla gelişmiş özelliklere sahip Virtual Iron 3 for Xen / Enterprise Edition çeşitli düzeydeki gereksinimlere yanıt vermeye çalışacak.
Open Source Virtual Iron for Xen / Community Edition’ın VMware'in ESX sunucusunun seslendiği pazarı hedeflediğini de not edelim. Bu arada firmanın tüm bir veri merkezini adresleyen ürünü karşısında IBM ve Akimbi gibi önemli rakipler bulunuyor. Buna karşılık şubat ayında Novell, kendi Suse Linux Enterprise Server 9 işletim sisteminin Virtual Iron’ın sanallaştırma ve yönetim platformunu desteklediğini açıklamıştı. Ayrıca, Red Hat, Intel, AMD ve HP gibi firmalar da Virtual Iron’a destek veren kuruluşlar arasında yer alıyor. Firmadan yapılan açıklamaya göre topluluğa yönelik ve kurumsal sürümler ücretsiz olacak, ancak en kapsamlı paket olan Enterprise Edition sunucu ve soket başına 1,500 dolardan fiyatlandırılması bekleniyor.
VMWare taktik uyguluyor
Sanallaştırma pazarının lideri VMWare ise doğal olarak bu gelişmeleri yakından gözlüyor ve bazı adımlar atmakta gecikmiyor. Örneğin, firma, sanal makine ortamlarının tanımlamaya ve biçimlendirilmesine yarayan VMWare sanal makine disk formatlama özelliklerini açıklamaya karar verdi. Kuşkusuz pazarın liderinden gelen bu şeffaflık hamlesi ile artık sanal ortamların yazılım yamalarını, güncellemelerini vb. nasıl yönettiğini göstermesi açısından önemli olacak. Bu format, bir sunucu ya da masaüstü bilgisayarda sanallaştırılmış ortamın nasıl gizlendiğini ve dosya sistemiyle nasıl ilişki kurduğunu gösteriyor.
Bu arada VMWare Başkanı Diane Greene (2), Microsoft’un sanal sunucusunu ücretsiz olarak vermeye başlamasıyla ortaya çıkan rekabeti de farklı değerlendiriyor. Green, sanal makine formatının lisanstan bağımsız bir endüstri standardı olup olmayacağını tartışmaya açarken, bu noktada, belli bir firmanın bu konuda lisans hakkını elinde tutmasının yeni sorunlar yaratacağını gündeme getiriyor ve sanallaştırmanın işletim sistemleriyle entegre bir yapı içinde mi, yoksa, onlardan bağımsız bir yazılım katmanı olarak mı çalışacağının henüz çözümlenememiş bir konu olduğunu söylüyor.
Microsoft’un ince hesapları
Yazılım devinin sitesinden artık ücretsiz indirilebilen Virtual Server 2005 R2 adlı yazılım (ikinci sürüm), daha önceden dört sanal işletim sistemi için 99 dolara veya sınırsız sayıda işlemci için 199 dolara fiyatlandırılmıştı.
Virtual Server 2005 piyasaya çıktığı Eylül 2004’te ise kurumsalda 999 dolara ve diğer sürümler için de 499 dolara müşteri arıyordu. Geçen ay LinuxWorld’de ücretsiz indilirilebileceği açıklanan ürün, Microsoft’un bu alana kayıtsız kalamayacağının da bir göstergesi oldu.
Sanal makine ek yazılımcıkları (add-ins) ve kesintisiz teknik destekle Linux dünyasında da varlığını hissetirmeye niyetli olan Microsoft, aynı zamanda kendi sanal teknolojisinin üstyönetim (hypervisor) yazılımını yıl sonuna kadar çıkarmayı planladığı Longhorn işletim sistemine de eklemeyi düşünüyor, ama bunun gerçekleşmesi için 2008 sonunu beklemek gerekecek. Firma yetkilileri, teknolojiyi hem Intel, hem de AMD işlemcilerinde çalışacak şekilde geliştirdiklerini açıkladılar.
Mart ayının sonunda gerçekleşen LinuxWorld fuarında Red Hat ve Novell Suse Linux dağıtımları için ek sanal makine yazılımlarını geliştirdiklerini açıklayan Microsoft yetkilileri, öte yandan kendi işletim sistemlerinin, Xen bazlı sanal makine yönetim sistemleri için desteğini verip vermeyecekleri konusunda sessiz kalmayı tercih ettiler.
Microsoft’a göre kendi sanal işletim yazılımını kullanan 5 bin civarında müşterisi bulunuyor, ayrıca, 45’in üzerinde yazılım geliştiren kuruluş, kendi Virtual Hard Disk (VHD) formatını destekliyor. Bunlar arasında XenSource, Brocade, BMC Software, Diskeeper, Fujitsu-Siemens, Network Appliance, Softricity ve Virtual Iron da bulunuyor. Bu arada kuşkucular, sanallaştırma kervanında yer alma çabasında olan Microsoft’un belli bir süre sonra bu sanal makine sürücünü, sadece kendi işletim sistemi güncellemeleri için kullanmasının büyük bir ihtimal olduğunu söylüyor.
Bu konuda CRN editörlerinin Microsoft’un platformlardan sorumlu direktörü Bill Hilf ile yapmış olduğu bir röportaj bu konuda aydınlatıcı ipuçları veriyor; CRN editörleri, Hilf’e, Microsoft’un Xen üzerinde çalıştırılan Windows işletim sistemleri konusunda destek verip vermeyeceklerini soruyorlar. Yanıt yaklaşık olarak şöyle; “Önemli bir soru. Biz böyle bir ortamı desteklemeye başladığımız an, müşteri sorunlarını da önceden nasıl çözebileceğimizi düşünmüş olmamız gerekir. Eğer normal bir ortamda tekrarlanamayan bir hata (error) var ise bu sanallaştırma yazılım motoruyla ilgili bir şey olduğu anlamına gelir. O zaman destek konusu sanallaştırmayı sunan firmanın sorunudur.”(3)
Red Hat Intel ile çok yakın
Açık kaynak dağıtım firmalarından Red Hat, entegre sanallaştırma yaklaşımıyla Xen teknolojisini kendi işletim sistemine dahil etmeyi planlıyor. Yaz aylarında firma, Enterprise Virtualization beta ile birlikte Virtualization Migration ve Assessment Services modüllerini de sunmuş olacak. Red Hat Enterprise Linux ver. 5 sürümünde tam bir sanallaştırma hedefleyen firma bu ürünü 2006 sonunda yetiştirmeyi planlıyor.
AMD ve Intel’in sanallaştırma konusunda Red Hat ile son derece yakın çalıştıkları biliniyor. I/O ve işlemci performansı konusunda endüstriden bu ciddi destekleri alan firma veri depolama çözümleri alanında da Network Appliance’ın katkısını alıyor. Bu işbirliğiyle ortaya çıkacak ürünün sanallaştırma entegrasyonu, mevcut uygulama ve altyapı olanaklarını katlayarak artırırken, BT kaynaklarının verimli kullanımı da konsolidasyon ve optimizasyon stratejilerinin geliştirilmesi için önemli bir referans haline gelecek.
I/O darboğazını işlemciler mi çözecek?
Sanallaştırma teknolojileri her derde deva mı? Bu bambaşka bir inceleme konusu. Bugün özellikle dosya ve yazıcı sunucuları, web ve e-posta sunucuları, iş uygulamalarına yönelik sunucular ve veritabanı sunucuları, sanallaştırmanın kapsamı içinde yer almaya hazırlanırken; kelimenin tam anlamıyla I/O kanallarını esir alan akarveriler (video ve ses verileri), yüksek işlem hareketi gerektiren ve bu nedenle sistem kaynaklarını zapteden ve sürekli veri hareketi yaratan (high transactional) örneğin, veriambarı ve analitik uygulamalar bu teknolojilerin yaygınlaşmasını yavaşlatabilir. Ancak biz burada işlemci pazarının liderleri AMD ve Intel’in özellikle sanallaştırmayı destekleyen çabalarına bir bakalım.
Örneğin, AMD’nin “Pacifica” olarak bilinen sanallaştırma teknolojisi mevcut yazılımlara belli bir performans artışı sağlamayı hedefliyor. AMD I/O sanallaştırma teknolojisi sanallaştırma yazılımlarına, I/O cihazlarının yönetimi, bölümlenmesi (partitioning) ve güvenliği konusunda bazı olanaklar sunuyor. AMD’nin I/O bellek yönetim birimi, IOMMU (I/O Memory Managemen Unit) sayesinde sanal makine, çevre birimleri ile sürücüler arasında bire bir eşleme yaratabiliyor. Yani aynı fiziksel sunucuda çalışan birden fazla sanal işletim sisteminin I/O talepleri işlemci tarafından yönetilebiliyor. (5)
Bu teknolojinin bu yıl ortalarında tüm AMD işlemcilerinde destekleneceği söylenirken, yine bu yıl içinde ortaya çıkması muhtemel AMD-64 bazlı platformların temel tasarımında ve yonga setlerinde yer alacağı bildiriliyor.
VMWare, Xen ve Microsoft'un yazılımlarının AMD'nin teknolojilerini desteklemesi bekleniyor.
Intel’in BIOS desteği
Mikroişlemci pazarının lideri Intel kendi sanallaştırma teknolojisini, geçen yılın kasım ayından itibaren Intel Xeon MP işlemcilerde sunuyor. Artık sanallaştırma olanaklarını doğrudan işlemci mimarisine taşımayı hedefleyen firma, şimdi Paxville kod adıyla yeni bir çabanın içinde.
Doğrudan işlemci üzerinden çoklu işletim sistemlerini çalıştırmak isteyen Intel, dört veya daha fazla soket kullanan sunucularda kullanılan Xeon MP 7000 işlemciler için yeni bir BIOS güncellemesi yayınladı. Intel geçen yılın son çeyreğinde pazara sürdüğü bu işlemcilerde donanımın yönlendirdiği sanallaştırma özelliklerine sahipti ama sistem BIOS’ları bu özelliği desteklemiyordu.
Bu arada VMWare'in yeni ücretsiz giriş düzeyi sunucuları da Intel’in sanallaştırma teknolojisi ile desteklenmiş olacak. Firmanın mevcut GSX ürünlerinde zaten bu destek bulunuyor. Microsoft’un yeni Virtual Server 2005 sürümü ve Xen 3.0’ün de bu teknolojiyi çok büyük bir olasılıkla desteklemesi bekleniyor.
Intel’in sanallaştırma teknolojisi, yıl ortasına doğru tek ve çift soketli sunucular için de hazırlanmış olacak. Intel yetkilileri, donanım güdümlü sanallaştırma teknolojilerinin VMWare’in 64-bit sanal işletim desteğinden daha verimli olduğunu iddia ediyorlar. (8)
Sanallaştırma Türkiye'de de büyük firmalardan başlayarak bilgiişlem departmanlarının önemli bir operasyonu haline gelmeye başlayacak. Şimdiden özellikle bankalar cephesinde konsolidasyon çalışmalarının bir parçası olarak gündemde. Bu konudaki gelişmeleri aktarmaya devam etmek üzere yorumlarınızı bekliyorum.
Kaynaklar:
- XenSource Shifts Gears as It Rolls Out XenEnterprise Virtualization
Timothy Prickett Morgan – ITJungle- VMWare Başkanı Diane Greene’in blogu
- Bill Hilfe ile söyleşi
InformationWeek- Virtualization and I/O
Tom Yager, Infoworld- AMD Announces Broad Availability Of Its I/O Virtualization Technology Specification
- Worldwide Server Market Slows in Fourth Quarter But Grows to $51.3 Billion in 2005, Highest Revenues in 5 Years, According to IDC
- Dell CTO: Virtualization Can Free Linux
- Enhanced Virtualization on Intel Architecture-based Servers
- IDC Releases Top Ten Market Trends for Infrastructure Software in 2006
- Sanallaştırmanın yol haritası…
virtualization.info -Resmi büyütmek için sağ alt köşedeki büyüteci kullanabilirsiniz.
2 yorum:
Bu arada Apple dünyasında da bazı gelişmeler oluyor, bu konu hakkında bir şeyler yazmayı düşünüyor musunuz?..
Kuşkusuz ilk fırsatta... Not bırakırken eğer sorun değilse isim belirtmenizi rica ederim, böylece bana okurlarımı yakından tanıma imkanı vermiş olursunuz.
İlginize teşekkür ederim...
Yorum Gönder