Geçen hafta bazı gelişmeleri yansıtmaya çalıştığım sanallaştırma teknolojilerinde, endüstri, gerek donanım, gerekse yazılım bazlı çalışmalarını devam ettiriyor. Bu konuda özellikle Intel ve AMD'nin çok çekirdekli işlemci mimarileri kadar açık kaynaklı yazılım üreticilerinin de öncülüğüyle yeni bir pazarın oluşmaya başladığını söyleyebiliriz. Ancak şu sırada VMWare ve Xen Technologies'in başını çektiği üst sanal yönetim (hypervisor) yazılımlarının pazar arayışının yanı sıra bu işin Linux açısından öneminin de sorgulanmaya başladığını görüyoruz.
Örneğin, Linux dünyasında sanallaştırmanın öncülerinden olan Xen, Linux'un çekirdeğiyle daha iyi bir entegrasyon arayışını sürdüre dursun, Linux camiasının Linus Torvalds'dan sonra en iyi tanıdığı isimlerden biri olan Andrew Morton, sanallaştırmanın, Linux çekirdeğinde yer alan bir arayüzle gerçekleştirilmesinin daha doğru olacağını açıklayıverdi. Linux'un bu beceriyi sunduğunu ve firmaların asıl bu arayüzü geliştirmesi için çaba harcamaları gerektiğini söyleyen Morton, tek bir uygulamaya bağımlı kalmaktansa çekirdek üzerinde çok fazla seçeneği destekleyen bir arayüzün geliştirilmesinin daha doğru bir politika olacağını ifade etti.
Mac dünyasında sanallaştırma
Öte yandan Macintosh'un da Intel dünyasına biat etmesi, Apple'ın da bu alanda çalışmasına yol açarken, Boot Camp adıyla çıkardığı yeni teknoloji Intel tabanlı Mac'ler üzerinde Mac OS X ve Windows işletim sistemlerini çalıştırmaya olanak veriyor. Ancak Apple bu konuda yalnız değil. Virginia merkezli bir firma olan Parallels de Apple'ın Boot Camp'ı duyurmasından hemen ardından Parallels Workstation 2.1 for Mac OS X yazılımının beta sürümünü duyurdu.
Bu ay tüm özellikleriyle beta tester'lar tarafından kullanılabilecek durumda olan bu ürünün gerçek sürümünün mayıs ayında piyasada olması bekleniyor. Parallels yetkilileri, bu ürünün Windows veya DOS işletim sistemlerinin herhangi bir sürümünün veya diğer x86 işletim sistemlerinin Macintosh'larda aynı anda ve gerçeğine aratmayacak bir performans ile çalışabileceğini öne sürüyorlar.
Parallels, patentini almayı planladığı hypervisor'ı da aynı Xen gibi projelerde kullanılan "sanal erişim" teknolojisine sahip. Intel'in sanallaştırma teknolojisini de destekleyen yazılım bu sayede performans artışını da sağlıyor. Tabii ki Intel tabanlı MacBook Pro ve iMac, Intel VT'yi kullanırken, Mac Mini'ler bundan yararlanamayacak. Parallels yetkililerinin iddiasına göre VT tabanlı donanımların performansı yüzde 150 oranında artırıyor. Yazılımın bazı sınırlamaları da var. Örneğin, her sanal makine için en fazla 1.5 GB bellek kullanılabiliyor. Bu arada çifte-yükleme özellikle makinalarında oyun oynamayı sevenler için cazip bir seçenek olarak gündeme gelirken, Apple ise Windows sanallaştırmasını düşünmediğini açıkladı.
Apple'ın Boot Camp Assistant'ı ile Parallels'ın yazılım arasında ciddi bir fark var; Boot Camp'in diğer işletim sistemine geçiş yapması için makineyi yeniden başlatmanız gerekiyor. Parallels'in ürününde ise makineyi yeniden yüklemeden işletim sistemleri arasında geçiş yapabiliyorsunuz. Böylece her iki işletim sisteminin ekranlarını ayarlayarak sistemler arasında kes-yapıştır gibi işlevlere imkan tanıyacak olan bu yazılımın performansının da bilgisayarda oyun oynamanızı sağlayacak kadar yüksek olacağı söyleniyor.
Boot Camp beta gibi Parallels beta de kendi internet adresinden ücretsiz indirilebiliyor.
Parallels'in, gerçek sürümünü 50 dolardan satışa sunacağı açıklanırken, ürünü ancak lisanslı Windows kullanıcıları değerlendirebilecek. Ürünü, Windows 3.1 / XP / 2003 gibi Windows işletim sistemlerinin yanı sıra Linux, FreeBSD, Solaris, OS/2, eComStation ve MS-DOS gibi x86-uyumlu işletim sistemleriyle birlikte de kullanabileceksiniz.
Elmalar kızarıyor
Bu arada Microsoft da zamanı geldiğinde Intel tabanlı Mac'ler için Virtual PC'yi yükleyebileceklerini söylerken, VMWare ise laboratuar ortamında kendi sistemini Mac OS X üzerinde çalıştırdığını açıkladı. Ama iki firma da nihai ürünlerinin ne zaman çıkacağını henüz açıklamadılar. Bu arada diğer bazı Mac sanallaştırma projeleri arasında Free Q ve Darwine'i de saymak mümkün.
Bu arada CrossOver Office adlı bir ofis yazılım setine sahip olan CodeWeavers, bu yazılımın Mac OS X sürümünü çıkarmayı planlıyor. Bu sürüm Microsoft Office'in Windows sürümünün diğer platformlarda da çalışmasını sağlayacak. Aslında bu ürün uzun yıllardan beri Linux'ta kullanılıyor.
Sanallaştırma neden önemli?
İşletim sisteminin ötesinde sanallaştırma özellikle Linux makinalarda daha az bilgisayar belleği harcaması ve daha fazla disk bölümlemesine (partitioning) olanak tanımasıyla kullanıcıya ciddi bir esneklik kazandırırken, özellikle yeni yazılımları denemek isteyen kullanıcılar, kolayca yeni disk bölümleri oluşturabiliyor ve iş ile ev kullanımları için bilgisayarlarını daha iyi optimize edebiliyor. Bu arada web tarayıcılar üzerinden gelebilecek tehlikelere karşı farklı işletim sistemleri, farklı amaçlarla aynı anda kullanılarak kritik ve özel bilgiler koruma altına alınabiliyor.
Aslında sanallaştırmanın ilk adımları Sun Microsystems'ın 2005 yılında pazara sunduğu Solaris 10'da Solaris Containers ile atılmıştı. SWsoft adındaki küçük bir yazılım firması da Windows ve Linux sanallaştırması için Virtuozzo adını taşıyan bir ürün üretmişti. OpenVZ olarak bilinen bir projeyle ortaya çıkan bu taşıyıcı (container) teknolojisi Linux dünyasında Windows kullanımına destek oldu. OpenVZ projesini yürütenler, şu günlerde, başka işletim sistemi kurulumlarını da kendi taşıyıcısı üzerine aktarmaya çabasındalar. OpenVZ'nin bir alternatifi de VServer... Ancak, detaylara burada fazlasıyla girmem mümkün değil. İlgili grupların kendi sitelerini ziyaret etmenizi öneririm.
Yine işlemci dünyası
Çok çekirdekli işlemciler, bazı firmalara iş fırsatı yaratmaya devam ediyor. Örneğin, TenAsys firmasının geliştirdiği gerçek zamanlı bir sanal-makine yönetim yazılımı RT-Hypervisor, yeni Intel mimarisinin özelliklerini, işletim sistemlerini, birbirinden tam anlamıyla yalıtmak amacıyla kullanıyor. Sanal çalışan gerçek zamanlı işletim sistemlerinin (RTOS) donanıma hakim olmasını sağlayan ve kaynak kesintilerinin yönetimini sağlayan bu yazılım, işletim sistemlerinin ihtiyacına göre bazı donanım kaynaklarını özel olarak belli bir OS'e ayırabilecek. Ürünün bu yıl içinde çıkması ortaya çıkması bekleniyor.
Bu arada Advanced Micro Devices, Opteron serisinin yeni modelleri olan Rev F işlemcilerini, masaüstü modellerden başlayarak bu yıl üretmeye başlayacak, aslında bu serinin dört çekirdekli AMD işlemcilerinin yolunu açması bekleniyor. Bu yılın üçüncü çeyreğinde bu yonga setini Opteron serisi sunucu işlemcilerinde görmeyi umuyoruz. Intel VT (Virtualization Technology) işlemcilerine karşı, AMD'nin sanallaştırma özelliğini eklediği Rev F modellerini AMD-V serisi olarak rekabet edecek. Pacifica ve Presidio olarak anılan sanallaştırma teknolojileri ile özel güvenlik çözümleriyle gelecek. Bellek daha hızlı olacak ve daha az enerji tüketecekler. Yongaların yüksek hızlı tampon bellekleri beher çekirdek için 1 MB olarak kalacak ve bilgisayarın bellek sistemiyle iletişimini tek bir bellek denetçi kartı üzerinden sürdürmeye devam edecekler.
Geçen hafta Xen sanallaştırma yazılımının ver. 3.0.2 sürümü pazara çıkarken bu ürünün bu yılın ikinci yarısında piyasaya çıkacak olan AMD-V'nin sanallaştırma özelliklerini de desteklediği açıklandı. Ayrıca, Xen'in özellikle Linux dünyasına odaklanmasına karşı bu yeni desteğin Windows gibi kapalı işletim sistemlerini sanal ortamda çalıştırma konusunda Xen'e daha büyük bir esneklik kazandıracağı açıklandı.
Bildiğiniz üzere, Xen 3.0.2, özellikle Linux çekirdeğinin yeni 2.6.16 sürümü üzerinde çalışacak şekilde tasarlandı.
AMD bu yıl 65 nm üretime geçmeyi planlarken, Intel bu üretim sürecine geçen yılın sonunda geçmişti.
Intel ise önümüzdeki yıl ilk dört çekirdekli Xeon modellerini duyurmayı planlıyor. Intel cephesinde, Clovertown, iki işlemcili sistemler için ilk dört çekirdekli işlemcisi, Tigerton ise dört soketli sistemlerin kod isimleri olarak biliniyor. Intel'in çok çekirdekli işlemcileriyle ilgili yol haritası için bu PDF dosyasında yeterince ayrıntı var.
16 Nisan 2006
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder